Müşterek Bir Kent İçin Belediyeleri Kazanmak
in In Media / Tr
Bu yazı ilk olarak 13 Mart 2015 tarihinde Bianet’te yayınlandı.
Avrupa'da SYRIZA'nın başarısı ve yükselen Podemos dalgasının geri planında kalmış, dolayısıyla uluslararası medya tarafından göz ardı edilen ancak çok daha önemli bir seçim hareketleri ağı, İspanya’da şu an harekete geçmiş durumda. Krizin yarattığı yıkımdan hâlâ tam olarak kurtulamamış İspanya'da, yoksullaştırılmaya ve politik elitin her geçen gün ayyuka çıkan yolsuzluklarına karşı kendinden örgütlenmiş vatandaş platformları, 2015 yılında gerçekleşecek yerel seçimlerde şehirlerini geri almaya hazırlanıyor. Katalanca “kazanalım” anlamına gelen “Guanyem” ismiyle Barselona'da başlayan bu yerel yönetimci hareketler nasıl ortaya çıktı ve İspanya'da politik değişim için sahip oldukları potansiyel tam olarak ne?
“Yapabiliriz”den "Kazanalım”a
Bahsedilen hareketler, çekirdek bir kadroyla Madrid’den başlayıp bütün ülkeye hitap eden Podemos’un aksine, yatay örgütlenmeci, yerel hareket ağlarından oluşuyor ve yılların sokak hareketlerinin birikimini kent yönetim araçlarını ele geçirmek için kullanmayı amaçlıyor. Bir diğer yandan kendi deyişleriyle, “parti isimleri harf çorbası” bir koalisyonun ötesinde, sosyal hareketler ve geniş yelpazeden sol siyasi partiler birlikteliğiyle oluşturulacak yerel seçim platformları olmayı hedefliyorlar.
Şu an İspanya’nın 70’ten fazla kent ve kasabasına yayılan bu hareketlerin başlangıç sinyaliyse, ülkenin küresel kent markası olan Barselona’da verildi. Bir yandan kentsel dönüşüm ile kamusal alan talanının İspanya ayağı olan Barselona, diğer yandan da sosyal hareketlerin tarihsel olarak çok güçlü olduğu bir metropol. Bu iki çelişkili gibi gözüken faktörün birlikte var olduğu bu kentte de, birçok toplumsal alanda çatışmanın yaşanmaması neredeyse imkânsız. Böylece 2011 yılının 15M meydan işgalleri ve toplu eylemlerinin ardından, bu çatışma mevzilerine yerel seçim mücadelesi de eklenmiş oldu.
26 Haziran 2014 tarihinde şehri kazanmak için bir platform çalışmasına başlayacağını açıklamış olan, eski adıyla Guanyem Barcelona (Barselona’yı Kazanalım), yeni adıyla “Barcelona en comú” (Müşterek Barselona), bu yıl 24 Mayıs'ta gerçekleştirilecek olan yerel seçimler için yapılan son ankette ufak bir farkla ikinci sırada.
Franco’nun ölümünün üzerinden geçen 30 yıldan fazla süredir sosyal demokratların (Partit dels Socialistes de Catalunya, PSC), son seçimlerde de ilk kez Katalan merkez sağı CiU'nun (Convergència i Unió) hakim olduğu belediye yönetiminde bir kırılma yaratma potansiyeline sahip bu hareket, şehri kazanma noktasına nasıl geldi?
Bir kırılma: Kente ilk kadın belediye başkanı
Müşterek Barselona’nın şu anki liste başı, yani olası belediye başkan adayı Ada Colau, İspanya'nın tartışmasız en önemli sosyal hareketi olarak kabul edilen PAH (Plataforma d'Afectats per la Hipoteca - İpotek Mağdurları Platformu) sözcülüğünden geliyor.
2009 yılının Şubat ayında, ABD'nin mortgage krizinin İspanya'yı da etkileyeceği öngörüsüyle kurulan PAH, 2011’den itibaren hızla büyüyerek bütün ülkeye yayıldı. Eylemleri arasında ipotek mağdurlarına yasal danışmanlık desteği vermenin yanı sıra, ev tahliyelerini sivil itaatsizlikle durdurmak ve bu süreçte evsiz kalanları, işgal ettikleri evlere yerleştirmek de var.
PAH’ın doğrudan eylem stratejisinin başarısı, sadece kurulmasının ilk iki yılı içerisinde durdurduğu 250 ev tahliyesinden anlaşılabilir. Doğrudan eylem, PAH'ın kısa ve orta vadedeki stratejilerini kapsarken, uzun vadede örgütün ajandasında İspanya'nın cezalandırıcı düzeydeki ipotek ve barınma yasalarını değiştirmek var.
Ada Colau'nun İspanya çapında görünürlük kazanması ise meclise sundukları yasa tasarısı görüşmesinde yaptığı konuşmadan da kaynaklanıyor. Meclis görüşmelerinde, İspanya borç yasalarını “muhteşem” olarak tanımlayan İspanyol Bankacılar Derneği (Asociación Española de Banca, AEB) Genel Sekreteri Javier Rodríguez Pellitero’na, “Bu yasa yüzünden insanlar canlarına kıyarken bunu söyleyebiliyorsa, (...) bu beyefendi bir suçludur ve ona bu şekilde davranılması gerekir. Bu beyefendi bir uzman değildir, aksine şu anki sorunlarımızın, ülke ekonomisinin uğradığı yıkımın bizzat faillerindendir” demesi İnternet’te viral olarak yayılmıştı.
Beynelmilel turizm ve vatandaş direnişi
15M'nin meydan işgallerinin başladığı Puerto de Sol’un ve Podemos'un çekirdek kadrosunun Madrid’de bulunmasının tersine, yerel yönetimci barınma hareketinin Barselona'dan başlamasının önemli bir nedeni de kentsel dönüşüm ve markalaştırılmış Barselona’nın ürettiği kent rantı.
Barselona'nın kentsel dönüşüm macerasının son büyük halkası Franko sonrası geçiş dönemine ve seksenlerden itibaren uygulamaya konan ‘92 olimpiyatları hazırlık dönemine dayanıyor. Böylece diktatörlük döneminden kalan altyapı sorunları çözülmekle kalmamış, aynı zamanda Barselona bir marka haline gelerek hızlı bir dönüşümle, bir kentin -içinde vadettiği yaşantısıyla beraber- nasıl satılabilir bir meta olabileceğinin Avrupa'daki en önemli örneği haline gelmişti.
1990 yılında 1,7 milyon olarak hesaplanan kente gelen yıllık turist sayısının, 2014’te 10 milyonu geçmiş olması, bunun nicel olarak en çarpıcı göstergesi. Kentin, sakinleri için değil de misafirleri için tasarlanmış bir hale büründüğü bu durumda ortaya çıkan gerilimin son dalgası geçen yılın Ağustos ayında, deniz kıyısındaki Barceloneta Mahallesi’nde haftalar süren eylemlerle somutlaşmıştı. Sorunun kent rantıyla olan bağlantısının bilincinde olan -o zamanki adıyla- Barselona’yı Kazanalım Platformu da eylemlerin önemli aktörlerindendi. Gösterilerin en önemli hedefi ise, mahallede emlak piyasası spekülasyonuna neden olan özellikle AirBnB turistik dairelerinin denetime tabii tutulmamasıydı. Duruma müdahale etmek zorunda kalan belediye ise, her ne kadar sorunlu münferit daireleri temizleyebilmiş olsa da, her halükarda şehri temizlemek üzere mahalleliyi hedef alan kent planı, durumun kronikliğinin devam ettireceğini gösteriyor.
Barselona’da işleyen “yerel güvenlik paketi”
Devlet ve belediye için diğer bir güvenlik konusu ise okupalar (işgal evleri). Barselona'daki son isyan dalgası, emekçi mahallesi Sants'ın en sembolik mahalle evi ve okupası Can Vies'ın 2014 Avrupa Parlamento seçimleri sonrası tahliye edilmeye çalışılmasıydı. Binanın bir gece operasyonuyla yıkılmaya çalışılmasının ardından bir hafta süren sokak çatışmaları yaşanmış ve polis araç giriş-çıkışlarını engellediği mahalleyi ablukaya almıştı. Ancak bir haftanın sonunda Belediye sokağın tepkisine boyun eğmek zorunda kalmış ve mahalle evinin inşaatı sosyal hareketlerin çabalarıyla tekrar başlamıştı. Can Vies'ın bir belediye şirketi olan TMB raylı sistem işletmelerine bağlı olması ve eylemlerde çevik kuvvet görevi de gören Barselona Şehir Polisi’nin (Guardia Urbana) doğrudan belediyeye bağlı olması, bu polislerin soruşturulabilmesi ve hatta şiddetin durdurulabilmesi için yerel yönetimin kazanılmasını mücadelenin önemli bir parçası haline getiriyor. Müşterek Barselona, sadece bu grupları temsil etmeyi vaat etmiyor, aksine bu gruplar bizzat seçim birlikteliğinin içinde yer alıyor.
Koalisyon değil birliktelik
Barselona'nın bu sorunlarını belediyeyi kazanarak çözmeyi planlayan Müşterek Barselona hareketi, 15M sonrası ve diğer oturmuş sosyal hareketlerin deneyimini ve hafızasını taşıyor. Konseyci yatay örgütlenmeyi benimsemiş bu gruplar, öncelikli planlarını diğer siyasi oluşum ve partilerle beraber bir birliktelik (Confluència) oluşturmak olarak belirlediler. Bu birlikteliğin attığı ilk adım bir yerel yönetimler “etik ilkeleri”nin belirlenmesi oldu. Bu paydaşlar arasında Podemos, Procés Constituent gibi nispeten yeni (ve 15M sonrası) hareketlerin yanı sıra Katalunya'nın Birleşik Sol Partisi (Izquierda Unida) olan Yeşiller (Iniciativa per Catalunya Verds, ICV) de var.
Şubat ayının başında seçim stratejilerini açıklayan Müşterek Barselona, bu birlikteliği kabul eden paydaşların eşit katılımının olacağı bir yerel yönetim listesi belirledi. Olası ilçe yöneticileri (regidor/regidora) arasında Yeşiller siyasetçisi, akademisyen, aktivist avukat, sokak hareketi ve mahalle örgütleri temsilcileri gibi geniş bir yelpazeden kişiler mevcut. Belediye meclisi temsilcilerini bir ön seçimle belirlemiş olan Müşterek Barselona, bunu İnternet aracılığıyla yaparak aynı Podemos gibi vatandaşın yönetime katılımında yenilikçiliği benimediğini gösterdi. Ön seçimler 12 Mart'a kadar tamamlandı ancak seçim sonrasında da karar alma sürecinde bu katılımcı modelin devam etmesi bekleniyor.
Katalan sağının tepkisi
Son anketler seçimin Katalan merkez sağ partisi CiU’nun temsilcisi Xavier Trias ile Müşterek Barselona'nın adayı Ada Colau arasında geçeceğini gösteriyor. Tıpkı İspanya merkez sağ iktidarı gibi, Katalan iktidarı da son aylarda yolsuzluk soruşturmaları ile sarsılıyor. CiU’nun kurucu lideri Jordi Pujol ve parti eski genel sekreteri, oğlu Oriol Pujol Ferrusola'nın Andorra'daki gizli hesapları ve şirketlerinden CiU'ya aktarılan yüzde 3’lük komisyonlar, İspanya'nın tümünde konuşulan güncel yolsuzluk haberleri arasında. Jordi Pujol’un Katalunya Parlamentosu tarafından soruşturulmaya başlaması ise Podemos ve o zamanki adıyla Guanyem’in ortak hazırladığı suç duyurusu yoluyla oldu. Ancak kamuoyunun CiU’ya olan artan güvensizliğine rağmen, anketler Trias'ın Barselonalılar tarafından onaylandığını gösteriyor.
Trias'ın kendisi de yarışın çok yakın olduğunun farkında ki, söylemini Müşterek Barselona’nın güçlü olduğu konulara endekslemiş durumda. Belediyenin bütçesinden yapılan, reklam ve bilgilendirmelerde üzerinde durulan konulardan en baskın olanının barınma olması bunun bir göstergesi. Diğer yandan aktif Twitter hesabından kendi politikalarını "devrimci” olarak tanımlayan Trias'ın bu söylemiyle CiU’nun klasik tabanının ötesine hitap etmeye çalıştığı anlaşılıyor. Ancak bu stratejinin ne derece etkili olacağı seçimler yaklaştıkça görülecek. Müşterek Barselona platformunun yaşadığı bir diğer saldırı da isim değiştirmelerine neden olan patentleme vakasıydı. İspanyol merkez sağ partisi Partido Popular’ın (PP) Valensiya örgütü üyelerinden biri, ‘Guanyem’ ismi için patent başvurusu yapmış ve bu başvurusu Guanyem’inkinden çok daha hızlı bir şekilde kabul edilmişti. Her halükarda, PP’nin bu bel altı saldırısı ve Katalunya'daki iktidar partisinin yerel seçimlerdeki bu savunmacı kampanyası, anketler de göz önüne alındığında, Müşterek Barselona’nın belediyeyi kazanma imkanının gerçekten yüksek olduğunu gösteriyor.
“Kazanalım” virüsü
Bir yerel seçim mücadelesinin Avrupa ve dünyadaki sol mücadele için ne gibi bir önemi olabileceği sorusunun cevabı, Müşterek Barselona'nın manifestolarında saklı. Yeni demokratik bir devrimin tohumlarını atmayı amaçladıklarını ifade eden Müşterek Barselona, farklı şehirlerin yerel örgütlerinin kendi seçim platformlarını kurmaları için bir kılavuz hazırlayarak bunu gerçekleştirmek için çağrıda bulundu.
Bu çağrı İspanya'nın geri kalanında da karşılık buldu ki, Diagonal’in haberine göre en az 70 farklı yerelde, Müşterek Barselona'dan bağımsız “Kazanalım” platformları kuruldu. Böylece kendiliğinden yayılan, öz-örgütlenmeci "kazanalım" hareketleri, bir yandan Madrid merkezli Podemos'a örgütsel bir alternatif oluştururken diğer yandan siyaset ortaklıkları nedeniyle, Barselona başta olmak üzere, bir çok şehirde Podemos’u içinde barındırıyor. Farklı ölçekteki siyasetlerin ürettiği farklı sol siyasi stratejileri ile çeşitliliği bol İspanya'nın bu seçim yılında başaracakları, gelecek yıl gerçekleşecek olan genel seçimler için bir öncül olmakla kalmayacak, parlamentarist demokrasi ile hemhal olan solun ne kadar radikal bir değişim getirebileceğinin bir sınavı da olacak.
Fotoğraf bilgisi:
Resim 1 Vatandaş platformu Müşterek Barselona'nın şehri kazanmaya aday ekibi (Kaynak: Müşterek Barselona web sitesi)
Resim 2 Ada Colau ve PAH (Kaynak: bilinmiyor)
Resim 3 "Normal olan ismini değiştirmektir: Eskiden Cassius Clay, sonradan Muhammed Ali. 'Kazanalım' şimdi 'Müşterek Barselona' " (Kaynak: Movimiento de Liberación Gráfica de Barcelona)
Resim 4 2015 seçimlerindeki yerel yönetimci projeler (Kaynak: diagonal periodico)